AYŞE ECEM ÇELİK 04.03.2019

TOBB ETÜ Mezunlar Derneği’nin Mart ayı röportajlar köşesinde bu ay Lisans ve Yüksek Lisans eğitimini TOBB ETÜ İç Mimarlık ve Çevre Tasarımında tamamlamış olan mezunumuz Ayşe Ecem Çelik’i ağırlıyoruz. Öncelikle Ayşe Ecem Çelik kimdir? Kendinizden biraz bahsedebilir misiniz?

2 Mayıs 1989 Ankara doğumluyum. Ortaokul ve lisede başarılı bir öğrencilik dönemi geçirmemin yanı sıra aynı zamanda girmiş olduğum resim ve müzik yarışmaları ile birden fazla ödül aldım. Eğitim hayatı devam ederken aynı zamanda dengeli şekilde dışa dönük, sosyal, stresi en aza indirgeyecek aktiviteler yapmanın da başarıyı bir o kadar artırdığını düşünenlerdenim. O dönemlerde hedefime karar verdiğim Güzel Sanatlar Fakültesinde eğitim görme isteğine, 2007 senesinde TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümünü yetenek sınavı ile asil listede kazanarak başladım. Girebileceğim pek çok üniversite bulunurken tek tercih ile TOBB ETÜ’ yü tercih ettim.Masterımı da TOBB ETÜ’de tamamladım. Şu an Hacettepe Üniversitesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı bölümünde doktora programına devam ediyorum.

TOBB ETÜ’ de İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı bölümü dereceli mezunlarından birisiniz. Bu süreci nasıl değerlendirirsiniz?

Çok severek okuduğum bir bölümün doğru üniversite tercihiyle başarılarımın devamlılığını sağladığını düşünüyorum.2013 senesinde ilk üçe girerek İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı bölüm derecesi ve fakülte derecesi ile mezun oldum. İç Mimarlık mesleği sevilerek yapılacak, yeniliklere ve gelişimlere açık olunması gereken, eğitim sürecinde yaşanabilecek zorluklara disiplini elden bırakmadan devam edildiğinde başarının kaçınılmaz olduğu bir bölüm. Ben TOBB ETÜ’ de olmaktan gurur duyan bir öğrenci olarak da okurken yaz dönemleri tanıtım ofisi günlerinde çalışmaktaydım. Yeni kayıt olacak öğrencilerin en çok sorduğu sorulardan biri ise; çok yetenekli olmasam da bu bölümde başarılı olabilir miyim sorularıydı. Üniversitemiz öğrencilerine baştan temel eğitim programları vermekte. Örneğin; çok iyi bir el çiziminiz olmayabilir, ama istekli oluşunuz, çaba harcamanız dâhilinde üniversitemizde Temel Tasarım derslerinin ardından ders olarak verilen AutoCad, 3dsMax programlarını öğrenerek bilgisayar ortamında tasarımlarınızı aktarabilirsiniz. İç Mimarlık öğrencilerinin korkulu rüyası olan final jürileri bu meslekte var olmak isteyen öğrencileri yıldırmadan, her bir jüri deneyimi, bir sonraki adımı daha üstün kılmak adına yapıldığı unutulmaması gereken sınavlardan biridir. TOBB ETÜ bünyesinde akademik kadromuzdaki hocalarımızla aramızdaki ilişkiler saygı çerçevesinde bir arkadaş gibi sürmekte olup, eğitim sürecinde onlarla beraber mesleğimizle ilgili pek çok fuar, sergi, konferans, workshop, seminer etkinliklerine katılma fırsatı yakaladığımız bir bölüm. Ben lisans öğrenimim boyunca hocalarımızla katıldığımız New York ICFF(International Contemporary Furniture Fair), London Clerkenwell Design Week, I Saloni Milano Uluslarası Mobilya Fuarlarına birlikte katılıp,yurt dışı deneyimini birlikte yaşayıp, mesleğimize donanım katmak adına onların da destekleriyle, birlikte vakit geçirerek dünyadan pek çok bilgiyi ve yeniliği takip etme fırsatı yaşadığımız bir süreç yaşadım.

Üniversitemizin Ortak Eğitim Modelini nasıl değerlendiriyorsunuz?


TOBB ETÜ öğrencisi olmanın en büyük avantajlarından birisi, okurken de aynı zamanda iş deneyimlerini yaşayacağınız ve hangi doğrultuda ilerlemek istediğinizi staj yaparken görebileceğiniz deneyimlerden oluşur. Bir iç mimarlık öğrencisi olarak ilk stajımı şantiyede, ikinci stajımı mimarlık ofisinde son stajımı ise kendi üniversitemizde iç mimarlık bölümünün asistanı olarak yaptım. Bu süreçte mesleğimi devam ettireceğim alanın akademik kariyerde ilerlemek olduğunu belirledim. Ve mezun olduktan sonra da yine TOBB ETÜ’de %100 başarı bursu ile masterımı tamamladım.

Master programını %100 başarı bursu ile kazandığınız için, aynı zamanda Araştırma Görevlisi olma deneyimi de yaşadınız.Bu süreci nasıl anlatırsınız?


Dereceli olarak mezun olduktan sonra, kendimi daha geliştirmek adına Cambridge Üniversitesi bünyesinde dil ve tasarım eğitimi almak için İngiltere’ye gittim. Orada edinmiş olduğum bilgilerin yanı sıra aynı zamanda kendi üniversitemizde de ne kadar doğru ve verimli eğitim verilmiş olduğunu gözlemledim. 2015 senesinde Güzel Sanatlar Fakültesinin üç ana bölümünü de kapsayan (Endüstri Ürünleri Tasarımı, Görsel İletişim Tasarımı, İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı) Tasarım Yüksek Lisans eğitimime başladım. Bu süreçte üniversitemizin bize sunmuş olduğu tüm derslere öğretim asistanlığı olarak girme görevinde bulundum. Bu süreç bana öğrenci olarak okuduğum sıralardan farklı bir bakış açısıyla nelerin doğru nelerin yanlış olduğu kavramını öğrenmemi sağladı. Okurken maliyeti yüksek bir bölüm olan iç mimarlık, çoğunlukla öğrencilerin uykusuz kaldığı, kırtasiyede çıktı alırken sabahlanabilecek, heyecanla jürilerde sunum yapılan, arkadaşlarınızla tasarım stüdyolarında fikir birliği yaparak çiziminizi yetiştirmeye çalıştığınız bir bölüm. Öğretim asistanı olduğum dönemde kendi sahip olduğum deneyimleri öğrencilerle paylaşmak, onlara destek olup yardımcı olabilmek, bu zorlu süreçte kampüs içerisinde ve dışarısında iletişimi koparmadan her konuda yanlarında hissetmeleri için elimden geleni yaptığımı söyleyebilirim.

Sosyal yaşantısında Ecem Çelik kimdir?

Sosyal, dinamik ve bir o kadar da programlı yapıya sahibimdir. Belki mesleğimden kaynaklandığı için, yeni açılan mekân incelemeleri yapmak, arkadaşlarımla birlikte vakit geçirmek, etkinlik ve ya sergi gezmek, farklı kültürleri görmek adına fırsat buldukça seyahat etmek, çok kitap okumak,  haftada en az iki gün spora gitmek olmazsa olmazlarım arasında yer alıyor.

TOBB ETÜ Mezunlar Derneği Hakkındaki Düşünceleriniz, beklentileriniz nelerdir?

2013 senesinde mezun olduktan sonra Mezunlar Derneği’nin mezunlarımıza destek vermek için yaptığı çalışmalar sonucu, TOBB ETÜ çatısı altında olmaktan gurur duyan bir mezun olarak derneğimizde web ve iletişim tasarımı sorumlusu olarak 6 aylık bir çalışma süreci yaşadım. Derneğin tüm faaliyetlerini birebir tanıma, mezunlarımızla olan iletişimin sürdürülebilirliği, TOBB ETÜ ailesinin ayrıcalıklara sahip olması gibi hususları kendim gözlemleyerek, derneğin mezununun arkasında durduğunu, yapılabilecek maximum faydanın sağlanabilirliği konusunda elinden gelen çabayı harcadığına tanıklık ettim. Kalabalık organizasyonların bir araya getirilmesi ne kadar zor ve zaman ayarlamasında sıkıntıların yaşanabileceği etkinlikler olsa da, derneğimiz bu yönde aktif çalışmaları sürdürmek için elinden gelen çabayı göstermektedir. Mezunlarımızla iletişimi koparmamak adına yapılan bu etkinlikler bizleri daha birbirimize bağlayacakken, mezunlarımızın bu tür etkinliklere katılmaması çalışma sürecinde karşılaştığımız bizi üzen durumlardan biriydi. Bu bağlamda, TOBB ETÜ’lü olmak, bu kimliği güçlü tutabilmek adına biraz daha duyarlı olabilmek ise bizlere düşüyor. Bu ay beni konuk ettikleri için öncelikle Mezunlar Derneğine, dönem arkadaşlarım Tuğçe Bayraktar Soyalp ve Arzu Ozan’a da bu keyifli röportaj için teşekkürlerimi iletip, onların da başarılarının devamını diliyorum.

Bizler de teşekkür edip, akademik hayatınızda başarılarınızın devamını diliyoruz..