Bilal Ertuğrul 01.06.2015

2011–2012 Eğitim Öğretim Yılında İktisat ve Uluslararası İlişkiler Bölümlerini üniversite birincisi olarak tamamlayan mezunumuz Bilal ERTUĞRUL’u ağırlamaktan onur duyduğumuzu belirtmek isteriz. TOBB ETÜ Mezunlar Derneği’nin yol göstermek amaçlı yapmış olduğu bu projede bizimle röportaj yapmayı kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz.

Öncelikle ben de, gerek şahsım gerekse sizlere teşekkür etme fırsatını bulamamış mezun arkadaşlarım adına yaptığınız çalışmalar için tebriklerimi iletmek isterim. Yoğun bir tempoyla sürdürdüğünüz çalışmalarınıza ufak da olsa bir katkı sunabilmek sanırım sadece benim için değil TOBB ETÜ ailesinin bir şekilde parçası olmuş tüm arkadaşlarım için mutluluk verici olacaktır.  

Kariyer hayatında çizdiği yol ile tüm mezunlarımıza örnek teşkil eden “Bilal ERTUĞRUL” kimdir? 

Benim henüz başında olduğunu düşündüğüm hayat hikayem Osmaniye’de başladı. 1987 yılında dünyaya geldikten sonra ilk, orta ve lise eğitimimi, hayat yolculuğumu anlamlandıran amaçlarımı ve bu amaçlara ulaşmamı sağlayacak değerleri bana sağlayan bu küçük şehir her zaman yanımda ve benimle oldu. Karakterimi, kişisel gelişimimi pek çok medeniyetin izlerini taşıyan Çukurova’da temellendirmem hayatım boyunca benim için faydalı oldu. O topraklardan aldığım edebin ışığında bugün öncelikle bir parçası olmanın büyük bir şans olduğunu düşündüğüm, bu şansı bulmaktan aldığım hazzı kelimelerle anlatmamın çok zor olduğu toplumuma katkı sağlamak için kendimi geliştirmeye, kariyerimi şekillendirmeye çalışıyorum. Henüz yolun çok başında olsam da doğru yolda olduğumu sadece düşünmüyor pek çok anda da görüyorum. Mezuniyetiniz öncesindeki hayatınıza değinmeden geçmek istemedik. 

ÖSS Sözel 2’ de Türkiye 1’ncisi, Eşit Ağırlık 2’ de Türkiye 6’ncısı derecelerini alırken kendinize nasıl bir yol haritası çizdiniz?

2006 yılında üniversite seçme sınavında Sözel puan türünde Türkiye 1.si, Türkçe-Matematik puan türünde ise Türkiye 6.sı olduktan sonra diğer dereceli öğrencilere yapıldığı gibi bana da pek çok üniversiteden davet geldi. Ben de bu davetlere icabet ederek ülkemizin önde gelen devlet ve vakıf üniversitelerinin kampüslerini ziyaret etme, değerli rektörleri ve akademisyenleriyle tanışma ve geleceğe dair görüşlerini alma şansı buldum. O dönemde yapılan sınavda aynı sürede arkadaşlarımdan 60 soru fazla çözdüğüm için her 3 puan türünde de tercih yapma ya da daha genel bir ifadeyle istediğim herhangi bir bölümü tercih etme şansına sahip oldum. Sonuçta ideallerim, onlara ulaşmamı sağlayacak ilkelerim bana İktisat tercihi yapma kararı aldırdı. Kendimi bir mühendis, doktor ya da avukat olarak hissedemedim. Hayallerime ulaşmam için inşa ettiğim binanın temellerini en çok iktisat bilimiyle sağlayabileceğimi düşündüm. Yani pek çoklarının aksine üniversiteyi bitirdiğimde kesin bir meslek sahibi olmaktan çok hayatı daha iyi anlamlandıran, tercihleri ve seçimleri olan bir adam olma kararı aldım. Bu süreçte Osmaniye Ticaret Odası’nın o dönemki Başkanının vasıtasıyla Ankara’da yeni kurulmuş, henüz 3. yılında olan ancak bana göre Türkiye’nin en iyi İktisat Bölümü kadrosunu oluşturmuş TOBB ETÜ’yü tercih etme kararı aldım. Bu kararımda TOBB Başkanı olan saygıdeğer büyüğüm Rifat Hisarcıklıoğlu’yla beraber geçirme şansı bulduğum zamanlar ve kendisinden edindiğim vizyonun da önemli bir etkisi olduğunu saklama gereğini de hiçbir zaman hissetmedim.

TOBB ETÜ’de lisans hayatınıza İktisat Bölümünde başladınız. Çift anadal olarak Uluslararası ilişkiler Bölümünü tercih etmenizin özel bir sebebi var mıydı? Çift anadal yapmanın zorluklarını ve avantajlarını bizlerle ve değerli takipçilerimizle paylaşır mısınız?

Sizin de belirttiğiniz üzere lisans hayatıma İktisat Bölümü’nde başladıktan sonra çift anadal olarak da Uluslararası İlişkiler Bölümü’nü tamamladım. İlk 2 yılımda bölüm arkadaşlarıma göre daha fazla ders aldığım için 3. sınıfa geçtiğimde önemli bir zamanım olmuştu. Bu arada doğan bu zamanı çift anadal yaparak değerlendirmeye karar verdim. Gerek bölümden aldığım derslerin kalitesi gerekse Uluslararası İlişkilere olan ilgim sebebiyle bu bölümün Uluslararası İlişkiler olması gerektiğine karar verdim. O dönemde yaklaşık 20 ders fazladan alarak tamamlayabildiğim çift anadalı yapmak için ciddi bir ders yükünü tamamlamanız gerekiyor. Tabii ki bu da hayatınızda hem önemli bir yoğunlaşma hem de bazı zevklerinizden taviz vermeniz anlamına geliyor. Beni tanıyan arkadaşlarımın da çok iyi hatırlayacağı üzere ben sosyal hayatımdan en az tavizi vererek bu bölümü de 4 yıllık eğitim sürecinde tamamladım. İki bölüm bitirmenin en önemli avantajları olarak ise mezuniyet sonrası tercih yapabileceğiniz alanın genişlemesi ve kişisel gelişiminizde olaylara farklı bakış açılarıyla yaklaşabilmenizi sağlamasını göstermemin yanlış olmayacağını düşünmekteyim.

Üniversite mezuniyetinizden sonraki süreci nasıl değerlendirdiniz? 

Mezuniyet heyecanı yaşadığım dönemde arkadaşlarımla üstlendiğimiz öğrenci konseyindeki çalışmalar sebebiyle yoğun bir dönem geçirdim diyebilirim. Bir yandan kariyerinize şekil verip diğer yandan o dönemki konseyde yer alan arkadaşlarım başta Konsey Başkanı Ramazan Çınar ve Başkan Yardımcısı Ertuğrul Bilkan’ın o günün öğrencileri bugünün mezunları için yaptığı ve çok başarılı bulduğum çalışmalara elimden geldiğince destek verdim. O dönemde çeşitli teklifler gelmişti. Ben söz konusu teklifler arasında yurt dışında çalışma fırsatı tanıyan uluslararası bir firmadan gelen teklifi kabul edip geçici bir dönem için İstanbul’a taşınıp yeni bir hayat kurmayı tercih ettim. Başlangıçta geçici olarak gördüğüm bu sürecin kısa süre sonra kalıcı hale geleceği belli olup, Türkiye’de çalışmamı istedikleri için ve ben de eğer ülkemde çalışacaksam ülkemin kurumlarına katkı yapmayı önceliklendirdiğim için 2013 yılı başında Türkiye İş Bankası’na Müfettiş Yardımcısı olarak kabul aldım ve halen aynı bankada Müfettiş Yardımcısı olarak çalışmaktayım. Bu arada akademik kariyerime de İstanbul’da yaşadığım için yine ülkemizin köklü üniversitelerinden Yıldız Teknik Üniversitesi İktisat Bölümü’nde devam ediyorum.

Mezun olduktan kısa bir süre sonra dünyada önde gelen bir içecek firmasında çalıştığınızı biliyoruz. Kısaca işe giriş sürecinizden bahsedebilir misiniz? 

Mezun olduğum dönemde gerek ÖSS’de kazandığım Türkiye 1.liği ve TOBB ETÜ gibi önemli bir üniversiteyi 1. olarak tamamlamış olmam gerekse üniversite yaşamım boyunca sosyal faaliyetlerde aktif olmam, uluslararası kuruluşlarla temas edebilmem ve onların değerli yöneticileriyle tanışmam sayesinde mezuniyetten sonra sizin de belirttiğiniz üzere önemli bir firmada yönetici adayı pozisyonuna deneme süreci olarak işe başladım. Buradaki görevime yurt dışında çalışma amacıyla başladığım ve bir süre sonra Türkiye’deki yapılanmasında görev almam istendiği için bu süreç oldukça kısa sürdü diyebilirim. Ancak geçmişime baktığımda yaptığım tercihlerden pişman olma yerine onlardan ders almayı tercih ettiğim için burada da aldığım önemli tecrübelerden çok mutluyum. Öncelikle ülkemi terk edip yurt dışında çalışmamın ne kadar istesem de bu topraklara olan bağlılığım sebebiyle çok zor olacağını öğrendim. Aynı zamanda günün birinde hepimizin katkı vermesiyle erişebileceğimiz muasır medeniyet seviyesine ancak ve ancak kendi iş gücümüzü kendi kurum ve kuruluşlarımızda değerlendirerek ulaşabileceğimizi gördüm. Bundan sonraki serüvenimde Türkiye İş Bankası çatısı altında devam etti.

Şu anda İş Bankası Müfettiş Yardımcılığı görevini yürütmektesiniz. Mezunlarımızın ilgi duyduğu bu pozisyon için okurlarımıza bilgi vermek adına kurumsal bir banka olan İş Bankası’nda müfettiş yardımcılığı yapmanın avantajlarından ve dezavantajlarından bahsedebilir misiniz?

Sizin de belirttiğiniz üzere ülkemizin önde gelen kurumlarından Türkiye İş Bankası’na geçiş sürecimi, bu süreçte geçirdiğim dönüşümü az önceki soruda belirttim. Öncelikle benim için Müfettiş olmaktan öte genel anlamda Türkiye İş Bankası ailesinin bir parçası olmanın çok önemli olduğunu belirterek başlayayım. İçinde bulunmaktan ziyadesiyle mutluluk duyduğum bu kurumun hikayesi ülkemizin hikayesinin ayrılmaz bir parçası ve ilelebet de böyle olacağını düşünmekteyim. Bu bakımdan sorunuzu yanıtlarken genel olarak Müfettiş Yardımcılığı yapmanın artı ve eksi yönlerinden çok Türkiye İş Bankası’nda Müfettiş Yardımcısı olmanın avantaj ve dezavantajlarını aktarabilirim. Ülke ortalamasının üzerinde elde edilen gelir, Bankacılık Kanunu ve bunu esas alan düzenlemelerle çerçevesi çok iyi tanımlanmış bir iş yapılıyor olması, ülkemizin dört bir yanını gezip, insanlarımızı tanıma, normal zamanlarda yolumuzun düşmeyeceği şehirleri görme şansı bulma, çeşitli sektörleri, firmaları, bunların hikayelerini irdeleyebilme yaptığım işin en güzel yönleri olarak öne çıkıyor. Benim için zor olmamakla beraber, en azından gözlemlediğim kadarıyla müfettiş olarak çalışmanın en zor tarafları ise turne programları sebebiyle yılın belli bir dönemini, belirli bir süre için yaşadığınız çevreden ayrı geçirmek, yaptığınız işin kapsamı ve ülkedeki ekonomik gelişmelerle doğrudan temas etmesi sebebiyle her geçen gün artan ve yoğun bir tempoda çalışmayı gerektiren iş yükü olarak ön plana çıkıyor. Ancak, değerli mezun arkadaşlarıma bir işin artı ve eksilerini başkalarından duyarak hareket etmek yerine bir işe başvurmadan önce o işin tüm detaylarını öğrenme ve kendilerine uygun olup olmadığına karar vererek hareket etmelerini tavsiye edeceğim. Çünkü gelir durumu, yaşam standartları ne olursa olsun, hayatta mutlu olmadan bir işi yapıyorsanız, o iş hiçbir zaman sizi tatmin etmez. Dahası hayatınızın çok önemli bir kısmını kapsayan iş hayatınızdaki mutsuzluk hali hayatın her alanına sirayet eder. Bu yüzden, en önemli tavsiyem, gerek kurum gerekse pozisyon olarak uygun olduğunuz yerlere girmek için çaba sarf edin. Çünkü unutmayın ki başkaları için dünyanın en güzel işi olarak tanımlanabilecek işler bile size uygun değilse, o işte kendinizi hayal edemiyorsanız, asla mutlu olamazsınız. Bu arada şunu da belirteyim, bankamız diyebilecek kadar açıkça sahiplenebildiğim kurumumuza başvurmak isteyen arkadaşlarım her zaman benimle ve diğer arkadaşlarımla temasa geçebilir ve fikirlerimi alabilirler.

TOBB ETÜ MED olarak bizlerden beklentileriniz var mı?

Son dönemde yaptığınız çalışmaların TOBB ETÜ MED ile TOBB ve Üniversitemiz ailesine yakışır konuma ulaştırmak için oldukça faydalı olduğunu düşünmekteyim. Çalışmalarınıza katkı vermenin üniversitemizden mezun her bir bireyin asli görevlerinden olduğunu düşünmekte ve aynı şevk ve heyecanla önümüzdeki dönemde yapacağınız çalışmalara katılma arzusu taşımaktayım. Ayrıca değerli mezunlarımızla bir arada olabilme şansı verdiğiniz bu röportajınız için ayrıca teşekkür ederim.  

Yoğun iş temponuzda bizleri kırmayıp röportaj dizimizin bu ayki konuğu olarak bizlere vakit ayırdığınız için, mezunlarımıza ve mezun adayı olmayı hak eden iş dünyasına atılacak sevgili öğrencilerimize yol gösterici olacak röportajınızdan dolayı teşekkürü bir borç biliriz.