2011–2012
Eğitim Öğretim Yılında İktisat ve Uluslararası İlişkiler Bölümlerini üniversite
birincisi olarak tamamlayan mezunumuz Bilal ERTUĞRUL’u ağırlamaktan onur
duyduğumuzu belirtmek isteriz. TOBB ETÜ Mezunlar Derneği’nin yol göstermek
amaçlı yapmış olduğu bu projede bizimle röportaj yapmayı kabul ettiğiniz
için teşekkür ederiz.
Öncelikle
ben de, gerek şahsım gerekse sizlere teşekkür etme fırsatını bulamamış mezun
arkadaşlarım adına yaptığınız çalışmalar için tebriklerimi iletmek isterim.
Yoğun bir tempoyla sürdürdüğünüz çalışmalarınıza ufak da olsa bir katkı
sunabilmek sanırım sadece benim için değil TOBB ETÜ ailesinin bir şekilde
parçası olmuş tüm arkadaşlarım için mutluluk verici olacaktır.
Kariyer hayatında çizdiği yol ile tüm mezunlarımıza örnek teşkil eden
“Bilal ERTUĞRUL” kimdir?
Benim
henüz başında olduğunu düşündüğüm hayat hikayem Osmaniye’de başladı. 1987
yılında dünyaya geldikten sonra ilk, orta ve lise eğitimimi, hayat yolculuğumu
anlamlandıran amaçlarımı ve bu amaçlara ulaşmamı sağlayacak değerleri bana sağlayan
bu küçük şehir her zaman yanımda ve benimle oldu. Karakterimi, kişisel
gelişimimi pek çok medeniyetin izlerini taşıyan Çukurova’da temellendirmem
hayatım boyunca benim için faydalı oldu. O topraklardan aldığım edebin ışığında
bugün öncelikle bir parçası olmanın büyük bir şans olduğunu düşündüğüm, bu
şansı bulmaktan aldığım hazzı kelimelerle anlatmamın çok zor olduğu toplumuma
katkı sağlamak için kendimi geliştirmeye, kariyerimi şekillendirmeye
çalışıyorum. Henüz yolun çok başında olsam da doğru yolda olduğumu sadece
düşünmüyor pek çok anda da görüyorum.
Mezuniyetiniz
öncesindeki hayatınıza değinmeden geçmek istemedik.
ÖSS Sözel 2’ de Türkiye
1’ncisi, Eşit Ağırlık 2’ de Türkiye 6’ncısı derecelerini alırken kendinize
nasıl bir yol haritası çizdiniz?
2006
yılında üniversite seçme sınavında Sözel puan türünde Türkiye 1.si,
Türkçe-Matematik puan türünde ise Türkiye 6.sı olduktan sonra diğer dereceli
öğrencilere yapıldığı gibi bana da pek çok üniversiteden davet geldi. Ben de bu
davetlere icabet ederek ülkemizin önde gelen devlet ve vakıf üniversitelerinin
kampüslerini ziyaret etme, değerli rektörleri ve akademisyenleriyle tanışma ve
geleceğe dair görüşlerini alma şansı buldum. O dönemde yapılan sınavda aynı
sürede arkadaşlarımdan 60 soru fazla çözdüğüm için her 3 puan türünde de tercih
yapma ya da daha genel bir ifadeyle istediğim herhangi bir bölümü tercih etme şansına
sahip oldum. Sonuçta ideallerim, onlara ulaşmamı sağlayacak ilkelerim bana
İktisat tercihi yapma kararı aldırdı. Kendimi bir mühendis, doktor ya da avukat
olarak hissedemedim. Hayallerime ulaşmam için inşa ettiğim binanın temellerini
en çok iktisat bilimiyle sağlayabileceğimi düşündüm. Yani pek çoklarının aksine
üniversiteyi bitirdiğimde kesin bir meslek sahibi olmaktan çok hayatı daha iyi
anlamlandıran, tercihleri ve seçimleri olan bir adam olma kararı aldım. Bu
süreçte Osmaniye Ticaret Odası’nın o dönemki Başkanının vasıtasıyla Ankara’da
yeni kurulmuş, henüz 3. yılında olan ancak bana göre Türkiye’nin en iyi İktisat
Bölümü kadrosunu oluşturmuş TOBB ETÜ’yü tercih etme kararı aldım. Bu kararımda
TOBB Başkanı olan saygıdeğer büyüğüm Rifat Hisarcıklıoğlu’yla beraber geçirme
şansı bulduğum zamanlar ve kendisinden edindiğim vizyonun da önemli bir etkisi
olduğunu saklama gereğini de hiçbir zaman hissetmedim.
TOBB ETÜ’de
lisans hayatınıza İktisat Bölümünde başladınız. Çift anadal olarak Uluslararası
ilişkiler Bölümünü tercih etmenizin özel bir sebebi var mıydı? Çift anadal
yapmanın zorluklarını ve avantajlarını bizlerle ve değerli takipçilerimizle
paylaşır mısınız?
Sizin de
belirttiğiniz üzere lisans hayatıma İktisat Bölümü’nde başladıktan sonra çift
anadal olarak da Uluslararası İlişkiler Bölümü’nü tamamladım. İlk 2 yılımda
bölüm arkadaşlarıma göre daha fazla ders aldığım için 3. sınıfa geçtiğimde
önemli bir zamanım olmuştu. Bu arada doğan bu zamanı çift anadal yaparak
değerlendirmeye karar verdim. Gerek bölümden aldığım derslerin kalitesi gerekse
Uluslararası İlişkilere olan ilgim sebebiyle bu bölümün Uluslararası İlişkiler
olması gerektiğine karar verdim. O dönemde yaklaşık 20 ders fazladan alarak
tamamlayabildiğim çift anadalı yapmak için ciddi bir ders yükünü tamamlamanız
gerekiyor. Tabii ki bu da hayatınızda hem önemli bir yoğunlaşma hem de bazı
zevklerinizden taviz vermeniz anlamına geliyor. Beni tanıyan arkadaşlarımın da
çok iyi hatırlayacağı üzere ben sosyal hayatımdan en az tavizi vererek bu
bölümü de 4 yıllık eğitim sürecinde tamamladım. İki bölüm bitirmenin en önemli
avantajları olarak ise mezuniyet sonrası tercih yapabileceğiniz alanın
genişlemesi ve kişisel gelişiminizde olaylara farklı bakış açılarıyla
yaklaşabilmenizi sağlamasını göstermemin yanlış olmayacağını düşünmekteyim.
Üniversite
mezuniyetinizden sonraki süreci nasıl değerlendirdiniz?
Mezuniyet heyecanı
yaşadığım dönemde arkadaşlarımla üstlendiğimiz öğrenci konseyindeki çalışmalar
sebebiyle yoğun bir dönem geçirdim diyebilirim. Bir yandan kariyerinize şekil
verip diğer yandan o dönemki konseyde yer alan arkadaşlarım başta Konsey
Başkanı Ramazan Çınar ve Başkan Yardımcısı Ertuğrul Bilkan’ın o günün
öğrencileri bugünün mezunları için yaptığı ve çok başarılı bulduğum çalışmalara
elimden geldiğince destek verdim. O dönemde çeşitli teklifler gelmişti. Ben söz
konusu teklifler arasında yurt dışında çalışma fırsatı tanıyan uluslararası bir
firmadan gelen teklifi kabul edip geçici bir dönem için İstanbul’a taşınıp yeni
bir hayat kurmayı tercih ettim. Başlangıçta geçici olarak gördüğüm bu sürecin
kısa süre sonra kalıcı hale geleceği belli olup, Türkiye’de çalışmamı
istedikleri için ve ben de eğer ülkemde çalışacaksam ülkemin kurumlarına katkı
yapmayı önceliklendirdiğim için 2013 yılı başında Türkiye İş Bankası’na
Müfettiş Yardımcısı olarak kabul aldım ve halen aynı bankada Müfettiş
Yardımcısı olarak çalışmaktayım. Bu arada akademik kariyerime de İstanbul’da
yaşadığım için yine ülkemizin köklü üniversitelerinden Yıldız Teknik
Üniversitesi İktisat Bölümü’nde devam ediyorum.
Mezun
olduktan kısa bir süre sonra dünyada önde gelen bir içecek firmasında çalıştığınızı
biliyoruz. Kısaca işe giriş sürecinizden bahsedebilir misiniz?
Mezun olduğum
dönemde gerek ÖSS’de kazandığım Türkiye 1.liği ve TOBB ETÜ gibi önemli bir
üniversiteyi 1. olarak tamamlamış olmam gerekse üniversite yaşamım boyunca
sosyal faaliyetlerde aktif olmam, uluslararası kuruluşlarla temas edebilmem ve
onların değerli yöneticileriyle tanışmam sayesinde mezuniyetten sonra sizin de
belirttiğiniz üzere önemli bir firmada yönetici adayı pozisyonuna deneme süreci
olarak işe başladım. Buradaki görevime yurt dışında çalışma amacıyla başladığım
ve bir süre sonra Türkiye’deki yapılanmasında görev almam istendiği için bu
süreç oldukça kısa sürdü diyebilirim. Ancak geçmişime baktığımda yaptığım
tercihlerden pişman olma yerine onlardan ders almayı tercih ettiğim için burada
da aldığım önemli tecrübelerden çok mutluyum. Öncelikle ülkemi terk edip yurt
dışında çalışmamın ne kadar istesem de bu topraklara olan bağlılığım sebebiyle
çok zor olacağını öğrendim. Aynı zamanda günün birinde hepimizin katkı
vermesiyle erişebileceğimiz muasır medeniyet seviyesine ancak ve ancak kendi iş
gücümüzü kendi kurum ve kuruluşlarımızda değerlendirerek ulaşabileceğimizi
gördüm. Bundan sonraki serüvenimde Türkiye İş Bankası çatısı altında devam
etti.
Şu anda
İş Bankası Müfettiş Yardımcılığı görevini yürütmektesiniz. Mezunlarımızın ilgi
duyduğu bu pozisyon için okurlarımıza bilgi vermek adına kurumsal bir banka
olan İş Bankası’nda müfettiş yardımcılığı yapmanın avantajlarından ve
dezavantajlarından bahsedebilir misiniz?
Sizin de belirttiğiniz
üzere ülkemizin önde gelen kurumlarından Türkiye İş Bankası’na geçiş sürecimi,
bu süreçte geçirdiğim dönüşümü az önceki soruda belirttim. Öncelikle benim için
Müfettiş olmaktan öte genel anlamda Türkiye İş Bankası ailesinin bir parçası
olmanın çok önemli olduğunu belirterek başlayayım. İçinde bulunmaktan
ziyadesiyle mutluluk duyduğum bu kurumun hikayesi ülkemizin hikayesinin
ayrılmaz bir parçası ve ilelebet de böyle olacağını düşünmekteyim. Bu bakımdan
sorunuzu yanıtlarken genel olarak Müfettiş Yardımcılığı yapmanın artı ve eksi
yönlerinden çok Türkiye İş Bankası’nda Müfettiş Yardımcısı olmanın avantaj ve
dezavantajlarını aktarabilirim. Ülke ortalamasının üzerinde elde edilen gelir,
Bankacılık Kanunu ve bunu esas alan düzenlemelerle çerçevesi çok iyi
tanımlanmış bir iş yapılıyor olması, ülkemizin dört bir yanını gezip,
insanlarımızı tanıma, normal zamanlarda yolumuzun düşmeyeceği şehirleri görme
şansı bulma, çeşitli sektörleri, firmaları, bunların hikayelerini irdeleyebilme
yaptığım işin en güzel yönleri olarak öne çıkıyor. Benim için zor olmamakla
beraber, en azından gözlemlediğim kadarıyla müfettiş olarak çalışmanın en zor
tarafları ise turne programları sebebiyle yılın belli bir dönemini, belirli bir
süre için yaşadığınız çevreden ayrı geçirmek, yaptığınız işin kapsamı ve
ülkedeki ekonomik gelişmelerle doğrudan temas etmesi sebebiyle her geçen gün
artan ve yoğun bir tempoda çalışmayı gerektiren iş yükü olarak ön plana
çıkıyor. Ancak, değerli mezun arkadaşlarıma bir işin artı ve eksilerini başkalarından
duyarak hareket etmek yerine bir işe başvurmadan önce o işin tüm detaylarını
öğrenme ve kendilerine uygun olup olmadığına karar vererek hareket etmelerini
tavsiye edeceğim. Çünkü gelir durumu, yaşam standartları ne olursa olsun,
hayatta mutlu olmadan bir işi yapıyorsanız, o iş hiçbir zaman sizi tatmin
etmez. Dahası hayatınızın çok önemli bir kısmını kapsayan iş hayatınızdaki
mutsuzluk hali hayatın her alanına sirayet eder. Bu yüzden, en önemli tavsiyem,
gerek kurum gerekse pozisyon olarak uygun olduğunuz
yerlere girmek için çaba sarf edin. Çünkü unutmayın ki başkaları için dünyanın
en güzel işi olarak tanımlanabilecek işler bile size uygun değilse, o işte
kendinizi hayal edemiyorsanız, asla mutlu olamazsınız. Bu arada şunu da
belirteyim, bankamız diyebilecek kadar açıkça sahiplenebildiğim kurumumuza
başvurmak isteyen arkadaşlarım her zaman benimle ve diğer arkadaşlarımla temasa
geçebilir ve fikirlerimi alabilirler.
TOBB ETÜ
MED olarak bizlerden beklentileriniz var mı?
Son dönemde
yaptığınız çalışmaların TOBB ETÜ MED ile TOBB ve Üniversitemiz ailesine yakışır
konuma ulaştırmak için oldukça faydalı olduğunu düşünmekteyim. Çalışmalarınıza
katkı vermenin üniversitemizden mezun her bir bireyin asli görevlerinden
olduğunu düşünmekte ve aynı şevk ve heyecanla önümüzdeki dönemde yapacağınız
çalışmalara katılma arzusu taşımaktayım. Ayrıca değerli mezunlarımızla bir
arada olabilme şansı verdiğiniz bu röportajınız için ayrıca teşekkür ederim.
Yoğun iş
temponuzda bizleri kırmayıp röportaj dizimizin
bu ayki konuğu olarak bizlere vakit ayırdığınız için, mezunlarımıza ve
mezun adayı olmayı hak eden iş dünyasına atılacak sevgili öğrencilerimize yol
gösterici olacak röportajınızdan dolayı teşekkürü bir borç biliriz.