BEHİÇ BUĞRA BİBER 01.09.2023

TOBB ETÜ Mezunlar Derneği’nin röportajlar köşesinde bu ay, 2023 Psikoloji Bölümü mezunumuz Behiç Buğra Biber’i ağırlıyoruz. Behiç Buğra Bey öncelikle röportaj davetimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz, Behiç Buğra Biber kimdir, sizi biraz tanıyabilir miyiz?    

Merhaba. Ben Behiç Buğra Biber. Amasya’da doğdum ve daha 1 yaşına gelmeden ailemin işi nedeniyle Balıkesir’e taşındık ve tüm çocukluk ve gençlik yıllarımı burada geçirdim. Kendimi sosyal ve çalışkan olarak tanımlamayı tercih ederim. Bunun nedeni olarak da araştırma projelerinde aktif rol alarak geçirdiğim ve yüksek onur derecesiyle tamamladığım lisans eğitimimi ve lise yıllarımdan itibaren amatör olarak başlayıp profesyonelliğe evrilen dans hayatımı gösterebilirim. Sıkı çalışma ve bununla beraber hedefe yönelik kararlı ve disiplinli hareket etmenin hem sosyal hem de akademik başarı için ne kadar önemli özellikler olduğunu yaşayarak öğrendim. TOBB ETÜ’de Psikoloji bölümü çatısı altında Algı ve Davranış Dinamikleri Laboratuvarının (PADLab) kurulmasında ve projelerin kurgulanıp yürütülmesinde yer alma şansı yakaladım. Çok değerli hocam Dr. Didem Kadıhasanoğlu’nun önderliği, ben ve benim gibi diğer laboratuvar üyelerimize gerektiğinde sorumluluk almayı, ekip çalışmasını ve belki de en önemlisi hedef belirleme ve bu doğrultuda planlı çalışmayı öğretti. Seçmeli bir dersin açılması ile başlayan serüvenimiz alanında çok önemli araştırmalar üreten bir laboratuvar haline geldi. Bunların yanında 2022 yılının Mart ayında düzenlenen Üniversitelerarası Sportif Salsa Şampiyonasında TOBB ETÜ’yü temsil ederek şampiyon olmam bana sportif alandaki disiplinli çalışma kültürünü hayatımın her alanına uygulamamın önemini öğretti. Beni tanımlayabilecek son şeyden bahsedecek olursam, ben fiziksel aktiviteyi ve sosyal hayatı oldukça zorlaştırabilecek bir hastalıkla yaşıyorum. Tip 1 diyabet hastalığını hayatımı engelleyici değil de bana ben hayatı yaşarken eşlik edecek bir özellik olarak gördüm. Bazı zamanlar şampiyonadaki rakiplerim kadar atletik olamayacağımı düşündürdü bazı zamanlar da akranlarım kadar aktif bir sosyal hayatım olamayacağımı düşündürdü. Fakat yaşamayı ve çalışmayı sevmek bu düşüncelerin üstesinden gelmemi ve bu hastalığın beni kısıtlamamasını sağladı.   

Üniversiteye geçiş sınavında aldığım puan ile TOBB ETÜ gibi birçok vakıf üniversitesine tam burslu gitme fırsatını elimde tutuyordum. Fakat uzun dönemli staj imkanlarının bulunması, akademik kadrosu ve yurt imkanları tercihlerimi bu yönde yapmamı etkiledi. Eğitimimin son aylarına kadar yurtta kaldım ve gerek konumu gerekse konforlu oluşu nedeniyle oldukça güzel yıllar geçirdim. İlk ortak eğitimimi ODTÜ Çocuk ve Ergen Gelişimi Laboratuvarında akademik bir projede asistan olarak geçirdim. Diğer iki ortak eğitimimi de TOBB ETÜ Psikoloji bölümü Algı ve Davranış Dinamikleri Laboratuvarında (PADLab) gerçekleştirdim. Tüm ortak eğitimlerimi araştırma üzerine yapmam zaten üniversitenin başında koymuş olduğum akademik kariyer hedeflerime ulaşmamda çok yardımcı oldu. Türk Psikologlar Derneği 21. Ulusal Psikoloji Kongresinde yaptığımız araştırmayı sözlü olarak sunma ve bir akademik yayında yazar olma fırsatı buldum. Bunların yanında öğrenci topluluklarında çok aktif rol oynadım hatta bir seneyi aşkın bir süre boyunca Eşli Danslar Topluluğu yönetim kurulu başkanlığı görevini yerine getirdim. 2023 Mayıs ayında tamamlanan TOBB ETÜ serüvenime dönüp baktığımda alacakaranlık gecelerinde ders çalıştığımı ve arkadaşlarımla verdiğim uzun kahve molalarını hatırlıyorum. Evet çok çalışmak gerekiyor dönemler diğer üniversitelere göre daha kısa ve yoğun geçiyor ama yeri geldiğinde eğlenme fırsatlarını da geri çevirmemek gerekiyor. Yıllarımı bu dengeyi sağlamaya çalışarak ve oldukça eğlenerek geçirdim.      

Ben çocuk gelişimi alanında akademisyen olan bir babanın çocuğuyum. Kendisi hem rol model olarak hem de kendi kararlarımı almamda cesaretli ve bağımsız olmamı teşvik ederek beni araştırmacı olmaya ve buna başlamak için psikoloji bölümü okumaya sevk etti. İnsan davranışı ve özellikle teknolojinin insan doğasına olan etkisi daha lise yıllarımda aklımdaki soru işaretleriydi. Başta kendimi anlamak ardından insan davranışı alanında teknoloji üretmek en büyük motivasyonlarımdı.

Benim için ortak eğitimde yaptıklarım gelecek kariyer adımlarımı oldukça etkiledi. İlk olarak gelişim psikolojisi metodolojisinin hakim olduğu bir projede yaptığım stajım o alanın bana göre olmadığını, diğer stajlarımın da bilişsel psikoloji ve özellikle görsel algı alanında uzmanlaşmak istediğimi bana fark ettirdi. Sanal gerçeklikte görsel algı ve ilişkili davranışı araştırmak, bunun için programlama ve istatistiksel analiz becerilerimi geliştirmek beni oldukça tatmin etti. Kısa dönemli yani 20 veya 30 iş günü olan bir staj bana yüksek lisansta hangi alanda çalışma yapmak istediğimin kararını vermemde yardımcı olamazdı. Ayrıca rol aldığım araştırma projeleri ve bunlardan çıkan ürünler yüksek lisans kabulü almamda oldukça etkili oldu. Bir hoca ile yakından çalışmak o hocanın sizin hakkınızda çalışma şekli, düşünce yapısı ve ne kadar özverili olduğunuz hakkında bilgi sahibi olmasını sağlıyor. Bunun sonucunda da lisansüstü veya iş başvurularında yazacağı referans mektubunda sizden detaylıca bahsetme fırsatı bulunuyor. Bütün bunlar göze alındığında ortak eğitim modelini akıllıca kullanan bir öğrenci hem gelecek hakkında daha kararlı hareket edebilir hem de birçok fırsatı elde etme şansı yakalayabilir.

Hangi alanda uzmanlaşacağınıza, ne tür bir laboratuvarda ve nasıl bir akademik geçmişi olan bir hoca ile çalışacağınıza karar vermek bu başvuru aşamasının yarısından çoğunu oluşturuyor. Bu kararı vermek için de alanınızda yazılmış popüler makaleleri ve bunların alıntılarını detaylıca incelemelerini arkadaşlarıma tavsiye ederim. İngilizce puanı ve güçlü bir niyet mektubu yazmak bu işin ölçülebilir ve gereklilik kısmını oluşturuyor ama bunların haricinde kararlı hareket etmek ve içsel motivasyonu düşürmemek de oldukça önemli. İletişim kurmaktan çekinmemenizi ve hem teorik hem de pratik alt yapınızı küçümsememeniz gerektiğini hatırlatmak isterim.

Tamamen dışa dönük bir insanım diyebilirim. Kendime ayırdığım vakit dediğimde aklıma arkadaşlarımla vakit geçirmek geliyor. Yüksek onur derecesiyle mezun olan bir öğrenci olarak hiçbir zaman derslerin sosyal hayatımın önüne geçmesine izin vermedim. Derslerden başarılı olmak kadar sosyalleşmeye ve eğlenmeye ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Bu dengeyi sağlamak hem öğrenciler hem de iş hayatındaki insanlar için kolay olmadığını biliyorum fakat planlı olmak ve bunun üstüne plana sağdık olmak hem hayatı kolaylaştırıyor hem de keyif almanızı sağlıyor. Benim için dans etmek içinde disiplini de barındıran bir sosyallik alanıydı. 

Mezunlar derneğinin okul içindeki öğrenci toplulukları ve sosyal etkinliklerde daha aktif rol almasını bekliyorum. Bugünün öğrencisi zaten yarın mezun olup bu okulun ailesinde kalmak adına mezunlar derneğinde yer alacaktır. Bu nedenle öğrencilerin hayatını kolaylaştırma ve eğlence anlamında daha fazla etkinlik düzenlemelerini isterim.

                 

2023 yılının Eylül ayı konuğu olarak bizlere değerli zamanınızı ayırdığınız ve bizleri kırmadığınız için okuyucularımız ve TOBB ETÜ Mezunlar Derneği adına teşekkürlerimizi sunuyoruz. Yaşamınız boyunca başarılarınızın artarak devam etmesini temenni ediyoruz.